Mescid-i Aksa İle İlgili Hadisler Nelerdir?
Kutsallığı kimse tarafından yadsınamaz olan Mescid-i Aksa, Müslümanlıkta hem ayetler hem de hadislerle defalarca bahsedilmiş ve övülmüştür.
Özellikle Hz. Muhammed (SAV)’in miraca çıkmadan önce diğer peygamberlerle buluştuğu ve Aksa’da diğer peygamberlere namaz kıldırması gibi hadiseler, gerçekten bize buranın önemi açısından büyük ipuçları veriyor.
İnternette Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili en çok merak edilen konulardan birisi de Peygamber Efendimizin (SAV) bu kutsal topraklarla ilgili söylediği sözlerdir.
Mescid-i Aksa Hadisleri
- Peygamber Efendimiz (SAV), Hz. Süleyman’ın üç dileği olduğunu söyleyerek şöyle buyurmaktadır: “Davut oğlu Süleyman (as), Beytu’l-Makdis’i inşa edince Yüce Allah’tan üç şey istedi: Birincisi doğru ve isabetli hüküm verme yeteneğinin kendisine verilmesini istedi ki, bu kendisine verildi. İkincisi kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir iktidar verilmesini istedi. Bu da kendisine verildi. Üçüncüsü Mescidin inşaatını bitirdikten sonra, ‘bu mescide sadece namaz kılma düşüncesi ile gelen bir kimseyi annesinden doğmuş gibi günahsız olarak oradan çıkarmasını’ Allah’tan niyaz etti.”
- Başka bir rivayette yer alan ayrıntıya göre, Resulullah (sav): “Süleyman’ın ilk iki dileği gerçekleşmiştir. Üçüncüsünün de kendisine verilmiş olmasını umarım.” Dediği rivayet edilmektedir. İbn Mace, İkamet, 196. Nesai, Mesacit, 6. Hadislerle İslam, D.İ.Bşk. c.6.s 85.
- Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Yolculuk ancak şu üç Mescitten birisine ibadet için olur. Benim şu Mescidime, Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya”. Müslim, Hac, 15/ 415,511.512. Buhari, Mescid-i Mekke,1. Savm 67, Ebu Davut, Menasik 94; Tirmizi, Salat 126; Nesai, Mesacit,10.
- Ebu Zer (ra) diyor ki, “Resulullah (SAV) Efendimize; “Yeryüzünde inşa edilen ilk mescidin hangisi olduğunu sordum, “Mescid-i Haram” diye cevap buyurdu. “Sonra hangisi?” diye sordum, “Mescid-i Aksa” diye cevap buyurdu. Ben, “İkisi arasındaki süre ne kadardır?” diye sordum. Şöyle buyurdular: “Kırk yıl” sonra da Peygamber (SAV), “ Ey Ebu Zer! Bütün yeryüzü senin için mescittir. Nerede namaz vaktine girersen orada namazını kıl. Namazın fazileti, vaktinde kılınmasındadır,” buyurdu.” Buhari, Enbiya, 60/40; Müslim, Mesacid, 1-2; İbn Mace, Mesacid, 4/7.
- Peygamber (SAV) Efendimiz Mescid-i Aksa’da kılınan namazların, Mescid- Haram ve Mescid-i Nebevi hariç diğer mescitlerde kılınan namazlardan daha fazla sevap ve faziletli olduğunu şöyle ifade etmektedir: “Bir adamın kendi evinde kıldığı namaza bir namaz sevabı verilir. Oturduğu beldenin sakinlerinin devam ettikleri camide kıldığı namaz yirmi beş kat sevap verilir. Cuma namazının kılındığı camide kıldığı namaza beş yüz kat sevap verilir. Mescid-i Aksa’da kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Benim Mescidimde kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Mescid-i Haram’da kıldığı namaza ise yüz bin kat sevap verilir.” İbn Mace, İkametu’s-Selah, 5/ 198. Ahmet b.Hanbel,2/ 16, 68.
- Peygamber (SAV) Efendimize azatlısı Hz. Meymune (ra): “Ey Allah’ın Resulü! Bize Mescid-i Aksa hakkında hükmün ne olduğunu bildirir misiniz?” diye sorar: Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle buyurdular: “Oraya gidin ve içerisinde namaz kılın.” Hadisin ravisi dedi ki, “O zaman orası Müslüman olmayanların hakimiyeti altındaydı”. Peygamber (SAV) Efendimiz sözlerine şöyle devam etti: “Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” Ebu Davut, K. Salat,14.
- Resûl-i Ekrem’in Mi’rac gecesinde Mescid-i Aksâ’ya uğradığı ve burada içlerinde İbrahim (as), Musa (as) ve İsa (as) ın da bulunduğu peygamberler topluluğuna namaz kıldırdığı ve sonra semaya yükseltildiğianlaşılmaktadır. (Müslim, “Îmân”, 259; İbn Hişâm, II, 37-38).
- Ümmü Seleme (ra) aktardığına göre Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdular : ”Kim umre yapmak için ihrama Beyt-i Makdis’den başlarsa günahları bağışlanır. ”Bunun üzerine annem de Beyt-i Makdis’den itibaren ihrama girdi.” İbn Mace, Terğib, c.3/ s.5.
- Ebu Davut ve Beyhaki’nin rivayetlerinde ise, Ümmü Seleme (ra), Resulullah (SAV)’in: “Kim hac ve umre yapmak üzere Mescid-i Aksa’dan ihrama girerse geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır ve mutlaka cennete girer” buyurduğunu işittim.” Dedi. Et-Terğib c. 3/ s.6.
- Filistin topraklarının mübarek kılındığına dair de şu hadis-i şerif bulunmaktadır: “Allah, Ariş ile Fırat arasını mübarek bereketli kılmış ve özellikle Filistin’i mukaddes kılmıştır.” Müslim, İman, 282.
Bir önceki yazımızda 2018 hac kayıtları hakkında bilgilere yer verilmiştir.
İlgili yazımız; “İnançlar Şehri Kudüs”ün Tarihi ve Önemi
Geri bildirim: "İnançlar Şehri Kudüs"ün Tarihi ve Önemi | MEALTUR
İsra Suresi, 7. ayet: Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi ‘kötü duruma soksunlar’, birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini ‘darmadağın edip mahvetsinler.’
Ruhu-l Kudüs ile ilgili ayetler…
Ruhu-l Kudüs ayetleri oku, kuran meali dinle
Bakara Suresi, 87. ayet: Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?
Bakara Suresi, 253. ayet: İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah’ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa’ya apaçık belgeler verdik ve O’nu Ruhu’l-Kudüs’le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.
Maide Suresi, 110. ayet: Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm.”
Nahl Suresi, 102. ayet: De ki: “İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kur’an’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs indirmiştir.”
Meryem Suresi, 17. ayet: Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril’i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
Enbiya Suresi, 91. ayet: Irzını koruyan (Meryem); Biz ona Kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.
Şuara Suresi, 193. ayet: Onu Ruhu’l-emin indirdi.
Secde Suresi, 9. ayet: Sonra onu ‘düzeltip bir biçime soktu’ ve ona Ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?
Sad Suresi, 72. ayet: “Onu bir biçime sokup, ona Ruhum’dan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın.”
Zümer Suresi, 42. ayet: Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.
Mü’min Suresi, 15. ayet: Dereceleri yükselten Arş’ın sahibi (Allah), ‘toplanma ve buluşma’ günü ile uyarıp-korkutmak için, Kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediğine indirir.
Tahrim Suresi, 12. ayet: İmran’ın kızı Meryem’i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.